ANA SAYFA
BİYOGRAFİSİ
SEMİNERLERİ
AKADEMİK ÇALIŞMALARI
MAKALELERİ
=> GENÇLİK
=> DEĞİŞİM
=> BÖYLE BUYURDU ZERDÜŞT
=> CEMİL MERİÇ’İ ANLAMAK
=> ULAŞIM
=> Gelecek İçin Bir Mum da Siz Yakın!
=> SİRAKÜZALI ARŞİMED
=> HİTLER’İN PSİKOPATOLOJİSİ
=> DÜĞÜNLERDEKİ MAGANDA KÜLTÜRÜ ÜZERİNE
=> HEPİMİZ MEHMET’İZ!
=> GALİLE
=> ŞEHİTLER ÖLMEZ , VATAN BÖLÜNMEZ
=> SEN SUÇLUSUN ÖĞRETMENİM!
=> HEDEF TÜRKİYE
=> YÖNETİCİLİK ÜZERİNE
=> BİLMEYENLE TARTIŞMA
=> SÖĞÜTLÜ'NÜN GELECEĞİ
=> SÖĞÜTLÜ’YE ALTERNATİF YATIRIM NE OLABİLİR ?
=> ÇİZGİ DÜNYASI YA DA DÜNYANIN ÇİZGİLERİ
=> Âlim ve Arif İnsan Tipi Üzerine
=> DİLİMİZ ÖLMESİN
=> Sistemin Çocukları
ÖYKÜLERİ
ŞİİRLERİ
DENEMELERi
ZİYARETÇİ DEFTERİ
SAYAÇ
FOTOĞRAFLARI
ANTOLOJİ
ANKET
GALERİ
SÖZÜN ÖZÜ
SİİR SİTELERİ
GÜNCEL ŞİİR
TV 'DE BUGÜN
KAMERALI SOHBET
E-DEVLET HİZMETLERİ
VİDEO SAYFASI
İSTİKLAL MARŞI
OSMANLI PADİŞAHLARI
RADYO
ATATÜRK KÖŞESİ
MEB HABERLERİ
ÇEVRİMİÇİ SÖZLÜK
BİLGİ YARIŞMASI
100 TEMEL ESER
DURU TÜRKÇE
İBRETLİK RESİMLER
DÜNYANIN YEDİ HARİKASI
CANLI TV İZLE
GAZETE ALEMİ
GENÇ BEYİN
TARİHTE BUGÜN
PAYLAŞIM KÖŞESİ
HAVA DURUMU
TAKVİM
İL İL TÜRKİYE
GOOGLE ARAMA MOTORU
2009 YILI ATATÜRK TAKVİMİ
 

DİLİMİZ ÖLMESİN

                                                    
        İnsanların düşündüklerini ve duyduklarını bildirmek için kelimelerle veya işaretlerle yaptıkları anlaşmadır dil.Geçmiş ve gelecek arasında bir köprüdür.Düşüncenin aksiyon halidir.İnsan dilsiz yaşayamaz. Sosyal bir varlık olan insan , dili yaşamın her alanında kullanmaktadır.
        Günümüzden yirmi altı yüzyıl önce yaşamış Çin düşünürü Konfiçyus'e, "Bir ülkeyi yönetmeye çağrılsaydınız yapacağınız ilk iş ne olurdu?" diye sorduklarında şu yanıtı vermiştir: "Hiç kuşkusuz işe, önce dili gözden geçirmekle başlardım. Dil kusurlu olursa, sözcükler düşünceyi iyi anlatamaz. Düşünce iyi anlatılamazsa, yapılması gereken şeyler doğru yapılamaz. Ödevler gereği gibi yapılamazsa, töre ve kültür bozulur. Töre ve kültür bozulursa, adalet yanlış yola sapar. Adalet yoldan çıkarsa, şaşkınlık içine düşen halk, ne yapacağını, işin nereye varacağını bilemez. İşte bunun içindir ki, bir toplum için hiçbir şey dil kadar önemli değildir. Gerçekten de bir toplum siyasal, ekonomik çeşitli sorunlarını zaman içinde şöyle ya da böyle çözümleyebilir, bir çıkış yolu bulabilir; teknik bilimdeki gelişmesini tamamlayıp çağı yakalayabilir. Ama eğitim ve dil gibi çok önemli sosyal kurumlarında bir bozulma ya da bir yozlaşma söz konusu olursa, bu, ne yazık ki güç sezilir ve geri dönüşü bazen olanaksızdır.
        Geçmişte yaşanılan tecrübeler ve edinilen bilgiler dil marifetiyle kayıt altına alınır ve gelecek kuşakların hizmetine sunulur.Eğer dil olmasaydı gelişme ve değişmeden söz edemezdik.Bilimsel ,teknolojik ve sosyal alanda insanoğlunun ulaştığı seviye yadsınamaz.Gelecekte de bizim hayal bile edemeyeceğimiz bir şekilde değişim yaşanacaktır.Bu değişim yaşanırken bilim ve teknolojiyi kullanan milletler kendi dillerini de korumasını bilmişlerdir.Geri kalmış ülkeler teknolojiyi alırken o ülkenin dilinden de etkilenmektedir.Teknolojiyi kendimiz üretmeliyiz.Tüketim toplumları kendi öz benliklerini kaybederler. Kimliksizleşirler ve tarihin tozlu sayfalarında kaybolurlar.Şuursuz ve milli ruhu olmayan milletlerin yaşama şansı yoktur.Kendi öz değerlerine sahip çıkmayan milletler başka milletlerin boyunduruğu altında yaşamaya mahkumdur.
Savaş meydanlarında kazanılan zaferler sosyal ,kültürel ve ekonomik alanda işlenmedikçe gerçek zafer kazanılmış sayılmaz.Yeni dünya düzenindeki silahlardan birisi de dilin yozlaştırılmasıdır.Bir ülkenin dilini bozmak insanların ruhunu satın almak gibidir.Nasıl insan ruhsuz yaşayamazsa milletler de dilsiz yaşayamaz.
        Dili korumak ve kollamak milletin her bireyinin görevidir.Dili koruma görevi kurum ve kuruluşlar eliyle yürütülemez.Toplum dil üzerine oynanmak istenen oyunlar üzerine kendi refleksini göstermeli.Uzman kişiler bu konuda toplumu aydınlatmak zorundadır.Sosyal sorumluluk gereği ‘’Dil Sorunları ve Çözüm Yolları’’ üzerinde fikir üretmeli ve bu fikirleri hayata geçirmeli.
        Türkiye’nin tüm illerinde tabela ve levhalar ya Türkçenin kurallarına aykırı ya da Türkçe değil.Biz öncelikle kendi yaşadığımız bölge üzerinde sorunlara çözüm bulmalıyız.Gümüşhane ve ilçelerinde de aynı sorun var.Türkiye’nin batısı içler acısı.Türkçe için için ağlamaktadır buralarda.Bu sorun herkes sorumluluk duyarsa çözülür.Nasıl yemek bizim fiziksel ihtiyaçlarımızı karşılıyorsa dil de ruhsal ihtiyaçlarımızı karşılar.Siz beyninizi ve yüreğinizi ayrı düşünebilir misiniz? Etle kemik nasıl ayrılmazsa dil de insandan ayrı düşünülemez.Düşünen,fikir sahibi insanlarımızı bu konuda duyarlı olmaya ve bu soruna çözüm üretmeye davet ediyorum.
     Tabela ve levha konusunda çözümün adresi belediye meclisleridir.Belediye meclisi ‘’1.Türkçe olmayan iş yeri isimlerine ruhsat verilmez.2.Belediye’de çalışmak üzere Dil Uzmanı kadrosu bulunacak.’’kararını almaları ve uygulamaları sorunun çözümüne ciddi anlamda katkı sağlayacaktır.Türkçe isimler konusundaki tek adres ise Türk Dil Kurumu'dur. Bu arada bunun hukuki alt yapısı nedir? Benim bildiğim henüz yasalaşmış bir kanunun olmadığı ama AKP İstanbul Milletvekili Gülseren TOPUZ’un 12.03.2007 tarihinde İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi'ni komisyona sunduğudur.Zaten hiçbir kimsenin bu konuda aksi görüş bildireceğini zannetmiyorum. Öncelikle yönetici makamındaki kişilerin bu konuya ilgi göstermesi gerekir.Şimdiye kadar bir karar alındığını duymadım. Eğer alındıysa lütfen bizi bilgilendiriniz.Tüm il ,ilçe ve belde belediye başkanları lütfen bu konuda elinizi taşın altına koyun ve çözüm üretiniz.
        Karamanoğlu Mehmet Bey’in ‘’Bugünden gerü divanda,dergahta,bergahta,mecliste ve meydanda Türkçeden başka dil kullanılmayacaktır..’’kararını 13 Mayıs 1277 yılında almıştı.Aynı ruh ,aynı iman ve aynı kararlılıkla elinizde bulundurduğunuz yetkiyi kullanınız.Bugün nasıl Karamanoğlu Mehmet Bey’i anımsıyorsak yarın da tarih sizi unutmayacaktır.
        Özgürlükler adına insanlara tanınan sınırsız haklar anarşiyi getirir.Biz kendi haklarımızı koruyamazsak kim bizim hakkımızı koruyacak.Bizim değerlerimize sahip çıkmazsak kim sahip çıkacak.Biz hiçbir şey yapmayarak kendi bindiğimiz dalı kesiyoruz.Kendi kanımıza giriyoruz.Kanımız çekiliyor.Yavaş yavaş ölüyoruz.Öldürülüyoruz.Diliniz yoksa siz de yoksunuz.Varsa diliniz siz de varsınız.
        Türkçe’ye gönül verenleri,insanlarımızı bilinçlendirecek platformlarda halk ile buluşturmalıyız.
        ‘’Gün kendi kararını verme zamanı,
          Gün varlığına sahip çıkma zamanı.’’
 


45536 ziyaretçiburadaydı.
 
AHMET YESEVİ ÜNİVERSİTESİ Yeni Sayfa 1

 
17 Şubat sabahı

güneş bir başka doğuyordu Kelkit’e

bir başkalık vardı bu gün

nice badirelerden geçti bu kent
yıkılmadı, yıkılmayacaktı da
biliyordu vatan olmadan

namusun olmayacağını

özgürlük
genlerinde saklıydı

bir nefeste yok edecekti

bütün kara bulutları

güneş yürekten gülüyordu Kelkit’e
değişecekti kara talihi
kıracaktı zincirleri bir bir
mağrur bir kartal olacaktı semada

zaman durmuş
asude bir sessizlik kaplamıştı
her yanı
fırtına öncesi sessizlik sanki…

bir tercih yapacaktı
ya esareti kabul edecek ya da ölecekti

zaten esaret ölmek demekti
tek yürek oldu Kelkit
bütün gücüyle vurdu

düşmanın göğsüne hançerini
tarihe ak bir sayfa açtı
hiçbir şey eskisi gibi
olmayacaktı

artık

yıldızları

gök kubbeye mıhladı
karanlıkları

aydınlatmak için

bir başkalık vardı bugün

güneş bir başka doğuyordu

Kelkit’e
..   

MEMURLAR BİZ
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol